Grip Nedir?

Hepinize Merhaba bugüne kadar büyük ihtimalle enfluanza ya da daha çok bilinen adıyla grip virüsüne yakalanmışsınızdır. Hasta olduğunuz zamanı bir düşünün, evet pek hoş bir deneyim değildi biliyoruz ve pek hatırlamak istemiyor olabilirsiniz bunu da biliyoruz. Hadi hatırlayalım ve belirtileri bir düşünelim. Hastalık grip virüsünün tüm belirtileri hastalığın vücudumuzdaki ilerleyişi ile alakalı. Tabi,i ilk olarak virüsün vücudumuza girmesi gerekir. Diyelim ki gribe yakalanmış biri çok yakınınızda hapşırdı ya da öksürdü, bunun sonucunda havaya çok ama çok küçük damlacıklar yayılır işte bu damlacıkların her biri milyonlarca influenza virüsü taşıyor olabilir. Bu havayı ağzımız ya da burnumuz aracılığı ile soluduğumuz anda ise gribe yakalanma riskimiz başlamaktadır. Hastalık enfekte yüzeyler aracılığı ile de bulaşabilir, diyelim ki hapşırık öksürük yoluyla havaya dağılan bu damlacıklar bir masanın üzerine indiler grip virüsü böyle yüzeyler üzerinde 2 ile 8 saat süreyle canlı kalabilir ve biz de önce virüsün bulaştığı yüzeye sonra da ağzımıza burnumuza dokunursak yine gribe yakalanırız. Tabiidir ki hastalığın yayılmaması için el temizliğine dikkat edilmesi işte bu yüzden çok önemli ve gereklidir. Özellikle gribin görüldüğü dönemlerde ellerinizi sıklıkla yıkayın olur mu?   Şimdi virüse geri dönelim, virüs vücudumuza girdi ve ilerlemeye başladı ilerlediği yol boyunca hücrelere bulaşır ve zarar vermeye başlar. Hücreler boyunca ilerlemesi sırasında gördüğünüz gribin alışık olduğumuz belirtileri olarak karşımıza çıkar. Burunda ilerlerken tıkanıklık, boğaza geldiğinde boğaz ağrısı ve akciğerlere kadar indiğinde de öksürüğe yol açar. Virüsün yarattığı zarara karşılık bağışıklık sistemi vücut sıcaklığını artırarak virüsün çoğalmasını zorlaştırma ya çalışır. İşte bu yüzden ateşleniriz. Vücudun enfluanza virüsüne karşı savaşması çok büyük miktarlarda enerji harcamasına sebep olur. Grip olduğumuzda kendimizi çok yorgun hissetmemizin ve yataktan çıkamamamızın sebebi de budur.  Ancak; bu belirtilere sebep olan başka virüsler de olabilir.  Örneğin soğuk algınlığında da burun akıntısı olur. Bu ve benzeri durumlarda bizi hasta eden şeyin enfluanza virüsü olup olmadığını nasıl anlayabiliriz; Influenza virüsüne yani gribe yakalanmış birinin ateşi 37 38 derecenin üzerindedir ve ateşle birlikte boğaz ağrısı ya da öksürük görülür bu belirti kombinasyonunu gösteren hastalığa benzeri hastalık deriz. Grip yerine grip benzeri hastalık dememizin sebebi de durumun henüz bir laboratuvar tarafından doğrulanmamış olmasıdır. Burada durum sadece bir belirtiler kombinasyonundan ibarettir. Benzeri hastalıklara kısaca GBH de diyebiliriz. Grip mevsiminde yani Aralık'tan Şubat'a kadar olan dönemde grip benzeri bir hastalıkla karşılaşan doktorlar genellikle laboratuvar testine gerek duymadan hastalığı enfluanza virüsünün yol açtığı bir enfeksiyon olarak teşhis eder çünkü bulaşıcıdır ve çok yaygın görülür. Evet, artık arkadaşlarınızdan biri gelip geçen hafta grip oldum, burnum çok kötü tıkandı dediğinde ateşe eşlik eden boğaz ağrısı ya da öksürüğün oldu mu diye sorabilirsiniz, çünkü grip benzeri hastalığın klinik teşhisi için gerekli olan şeyin bu olduğunu artık biliyorsunuz. Grip olup olmadığınızı laboratuvar testi ile de doğrulatmak isteyen doktorlar ne yapar? Bunun için hastanın vücudundan bir örnek almaları gerekir ve bunu da kocaman kulak çubuğuna benzeyen bir aletle yaparlar örnek aldıkları yerin virüsün en yoğun olduğu yer olması gerekir.  Peki hasta olan birinin vücudunda grip virüsünün olma ihtimalinin en yüksek olduğu yer neresi olabilir? Çünkü burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısını virüs yapıyorsa virüsün de buralarda bir yerlerde olması gerekir. Öyle değil mi? Örnek almak için kullanılan alete nazofareng çubuğu denir. Çubuğun adı nazonun burnu, farengİn boğazı temsil ediyor olmasından gelmektedir. Doktorlar nazofareng çubuğunu burna ve boğazın arka kısmına sürterek buradaki hücrelerden örnek alır bu örnekler daha sonra laboratuvara gönderilerek testleri yapılır ve enfluanza virüsü olup olmadığına karar verirler. Teşhis etmek için yapılabilecek başka testlerde olmasına rağmen bu dev kulak çubuğuna benzer test en kolayı ve hastanın canını acıtmadan yapılan bir testtir. O yüzden en yaygın olan ve en çok kullanılan test budur. Hasta olanlara Geçmiş olsun Sağlıklı olanların da dikkatli olmaları dileklerimizle.

Grip Aşısı nedir? Grip Aşısı Faydalı mı?


Grip Aşısı Tipleri Nelerdir?

Günümüzde influenza yani grip aşısının iki farklı türü vardır. İlk bildiğimiz iğne şeklinde olan grip aşısıdır. Ülkemizde bu aşılardan sadece iğne tipi olan grip aşısı uygulanıyor, burun spreyi formunda olan aşı Türkiye'de uygulanmıyor. Ama yine de biz şimdi sizlere bu ikisinin farkını konuşalım istiyoruz. Aralarındaki en bariz fark uygulama biçimi iğne tipi olan genellikle sebebi erişilebilir olması ve komplikasyon riskinin düşük olmasıdır. Aşı kalça kası üzeri ve omuz çevresi kası üzerinden yapılır. Ancak bu yazımızda yalnızca omuz çevresi kası yöntemi hakkında bilgi vereceğiz. Aynı zamanda deri içi enjeksiyonla da uygulanabilir ama az önce de yazdığımız gibi biz yalnızca omuz çevresine yapılan enjeksiyon dan bahsediyor olacağız. Anlayabileceğiniz gördüğünüz gibi grip iğnesi ile burun spreyi arasındaki en bariz fark bu zaten aralarındaki en önemli fark da bu aşılarda kullanılan virüslerin durumlarıdır. İğne tipi grip aşısı bazen inaktif aşı olarak da adlandırılır inaktif diyoruz çünkü bu aşıda kullanılan virüsler ölmüşlerdir. İnsan bünyesinde canlanamazlar ve bunun sonucunda da ortaya Bir enfeksiyon çıkması söz konusu değildir. Burun spreyini de ise canlı zayıflatılmış grip aşısında teknik olarak halen hayatta olmasıdır. Bu virüs üzerinde yapılmış değişiklikler onu zayıflatır dolayısı ile sağlıklı insanlarda bağışıklık sistemi bu virüslere karşı kendini savunabilir ve antikor üretebilir. Gelecekte aşılanmış hastamız aynı virüsün daha güçlü bir versiyonu ile karşılaştığında bağışıklık sistemi bu virüse karşı nasıl savunma yapıldığını hatırlayacak ve hastamız enfeksiyona karşı korunacaktır.   İki aşı arasındaki farkın çok önemli olmasının sebebi kimin hangi tür aşı yaptırabileceğidir. Buna göre inaktif virüs hale getirilmiş kendini kopyalamaz, dolayısıyla enfeksiyon gerçekleşmez. Peki canlı zayıflatılmış bir aşı yaptırınca tam anlamıyla bir grip hastalığına yakalanır mıyız? Bu durumda cevap büyük olasılıkla hayırdır. Bağışıklık sistemimiz bu tür zayıflatılmış virüslere karşı kendini nispeten kolayca koruyabilmektedir, fakat düşük oranda da olsa tam gelişmiş bir grip hastalığına yakalanma riski mevcuttur. Çünkü bu aşıda canlı virüs kullanılmaktadır bu durumda canlı zayıflatılmış sprey yerine iğne formundaki grip aşısını yaptırması gereken iki grup hastamız vardır. Bunlardan biri bağışıklık sistemleri %100 çalışmayan bağışıklığı zayıflamış olan hastalardır. Bu tarz insanların zayıflatılmış virüsten hastalanma ihtimalleri normal sağlıklı kişilere göre daha yüksektir.  2nci gruptakiler influenza enfeksiyonu bir komplikasyonu dönüşme riski taşıyan hastalardır. Bu tip insanlar normal sağlıklı insanlara göre çok daha kötü hastalanırlar. Bu yüzden de gerçekleşebilecek her türlü enfeksiyon riskinden kaçınmalıdırlar.  Bu gruplara kısaca değindikten sonra yaş gruplarından başlayarak konuya biraz daha eğilmek istiyoruz. Canlı zayıflatılmış bir aşıya karşılık verebilmek için gelişmiş ve güçlü bir bağışıklık sistemi gerektiğinden burun spreyi yalnızca 2 ile 49 yaşları arasındaki hastalara tavsiye edilir. Bu yaş aralığının dışında düşük bir bağışıklık sistemine sahip olmanız olasıdır ve dolayısıyla burun spreyi formundaki grip aşısını uygulatmamanız gerekir. Diğer taraftan iğne formundaki grip aşısında enfeksiyon riski sıfırdır.  Ya da bağışıklığı baskılayıcı bir tıbbi süreçten geçen hastalar; yani diyelim ki bir hastaya organ nakledildi ve bilinçli olarak bağışıklığı zayıflatıcı ilaçlar alıyor bu tür hastalara bağışıklığı baskılanmış diyoruz, hamilelikte de bağışıklık sistemi zayıflar buraya bir de bağışıklığı baskılanmış hastalarla yakın temasta olan kişileri yazalım onları da bu kategoriye koyuyoruz. Çünkü taşıdıkları virüsleri bağışıklığı zayıflamış kişilere bulaştırmalarını istemiyoruz. İşte bu tip hastalarının bağışıklık sistemleri zayıf olduğundan enfeksiyondan korunmak için yapabilecekleri her şeyi yapmaya normalden de fazla sebepleri var. Dolayısıyla onların enfeksiyona yol açmadığını bildiğimiz yine iğne tipi grip aşısını yaptırmaları gerekmektedir. Yani bu durumda kişiler için kesinlikle burun spreyi formundaki açıdan kaçınıyor ve iğne ile yapılan grip aşısını kullanıyoruz.:

Kimler Gripte Yüksek Risk Altındadır?

Bunlar kimler olabilir mesela astımı bulunan herhangi bir hasta olabilir astıma ek olarak kalp, akciğer, diyabet hastaları olabilir. Bu hastalar için de yine kesinlikle iğne tipi grip aşısını kullanmalıyız. Çünkü onların grip hastalıkları normal sağlıklı insanlara göre çok daha fazla sorun yaratır ve onları kötü hastalıklara yakalanmaktan korumak isteriz. Dolayısıyla Burada da iğne tipi grip aşısını kullanıyoruz ve burun spreyinden kaçırıyoruz ve son olarak çocuklardan bahsedelim; çocuklarda dikkat etmemiz gereken birkaç durum vardır: Astım teşhisi konulmamış olsa bile hırıltılı solunum şikâyeti görülmüş çocuklarda burun spreyi değil iğne tipi grip aşısı kullanılmalıdır. Bunun dışında Aspirin kullanan herhangi bir çocuk veya ergenlik söz konusu olduğunda Aspirin kullanımı ile influenza virüsü arasındaki etkileşim ile ortaya çıkabilen komplikasyonlar oluşabilir. Bu yüzden bu durumda da kesinlikle iğne tipi grip aşısı kullanıyor ve burun spreyinden kaçınmak gerekmektedir.


Grip aşısını yaptırmadan önce doktorlarına danışmaları gereken hastalar Kimlerdir?

Burada dikkat etmemiz birkaç şey var. Ateş: Son 24 saattir ateşli veya ateşsiz herhangi bir hastalık geçiren herkes aşı öncesi doktoruna danışmalıdır. Daha önce grip aşısı olmuş olmuş ardından tekrar aşı olmak isteyen hastalar Alerji: Grip aşıları tavuk yumurtalarından yapılır bu yüzden yumurta alerjisi olanların da aşı olmadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları gerekmektedir. Sağlıklı günler diliyoruz hoşça kalınız…

GRİP NASIL GEÇER?

Grip, bilinen olduğu gibi hastaların bulunduğu ortamda, hapşırması ya da öksürmesi yoluyla ya da virüs bulaşmış eller ile ağız veya buruna temas edilmesi sonrasında ortaya çıkan bir hastalık türüdür. Gribe yakalandıktan sonra basit bazı uygulamalar yaparak hastalıktan sağlıklı ve hızlı bir şekilde kurtulmak mümkündür. Gripten korunmak için el temizliği son derece önemli. Kirli eller ile ağız ve buruna dokunulmamalı, el temizliği için azami özen gösterilmelidir. İçinde bulunduğumuz ortamın ısısının çok yüksek olmaması gerekmekte. Ortam sıklıkla havalandırılmalıdır. Düzenli yapılan egzersizler de vücut savunma sistemini güçlendirecektir. Gripten kurtulmak için aşağıdaki maddeleri uygulamak gerekir:

  1. Doktorun verdiği tedaviyi aksatmamak
  2. Gripliyken istirahat etmek
  3. Uykunun yeterli sürede ve tam alınması
  4. Sıvı tüketimini arttırmak
  5. Turunçgiller başta olmak üzere sıklıkla meyve tüketilmesi

Gribe Ne İyi Gelir? Grip İlaçları Nelerdir?


Grip İçin Evde Tedavi Nasıl Yapılır?

Gripten kurtulmak için 2 kür önerilmektedir. Bunlardan birincisi soğan kürüdür gastrit ve ülseriniz varsa Soğan kürünün uygulanması tavsiye edilmez. Grip için önerilen ikinci kür ise Nar kabuğu körüdür ve buna biraz da hibiskus eklenir.  Soğan kürü açıklaması: Soğan kürünün özellikleri nelerdir?  Soğan doğal antibiyotiktir ve soğanın içinde kükürt bulunmaktadır. Kükürt bağışıklık sisteminizi güçlendirir.  Bu etken maddeyi alabilmek için soğanı direkt olarak yememiz beklenen etkiyi ortaya çıkarmaz. Kürün burada tarif edildiği şekilde uygulanması gerekir. Kürün açıklamasında mevzu bahis olan soğan, kahverengi yemeklerde kullanılan soğandır. Kürün hazırlanması için kahverengi kabuklu soğan kullanılmalıdır.  Kırmızı kabuklu soğan kullanmak, beklenen etkiyi ortaya çıkarmaz. Soğan Kürü Hazırlanışı: Orta boy yemeklik soğanın kahverengi kabuğunu soyup soğanı dörde bölüp bir buçuk bardak suda 5 dakika kaynatın. Soğan kürü nasıl tüketilir: soğan kürü 15 gün boyunca her gün öğleden önce ve öğleden sonra olmak üzere Günde 2 defa içilir. Grip ile birlikte Öksürük de varsa 6-7 tane hatmi çiçeği yarım bardak suda 5 dakika kaynatılır bu Öksürüğün kesilmesini sağlayacaktır. Eğer soğan kürünü kullanamıyorsanız (Gastrit veya ülseriniz varsa) Nar kabuğu kürü uygulayabilirsiniz.  Nar Kabuğu Kürü Hazırlanışı: Iki tane 1 lira büyüklüğünde Nar kabuğunu bir bardak suyun içine atıp bunu 4 dakika kaynatın, daha sonra bu suya 5 ile 6 baş Karabaş ekleyip Günde 2 defa bu kürü uygulayın. Bu kürün içine karabaş otu yerine 1 tatlı kaşığı hibiskus da eklenebilir. Nar kabuğu kürüne Günde 2 defa olmak üzere 1 ay boyunca devam edin ılıkken çözüp içmeniz tavsiye edilmektedir nar kabuğu kurutulmuş da olabilir.

Grip İlaçları Nelerdir?

Yaşamakta olduğumuz çağda, Grip tedavisinde etkili çeşitli ilaçlar bulunmaktadır. Türkiye'de bu Antiviral ilaçlardan oseltamivir etken maddesini içeren ilaçlar bulunmaktadır. İnternet üzerinde en çok aranan kelimelerden bazıları Grip ilaçları nelerdir, grip olunca hangi ilaçları kullanmalıyız şeklinde olmaktadır. Ancak bu ilaçlar gribin ağır olduğu durumlarda veya ağır olmasa bile herhangi bir komplikasyon gelişimi için risk taşıyan 5 yaş Özellikle de 3 yaş altı çocuklarda ve astım gibi uzun süren hastalığı olanlarda kullanılmadan önce doktorların kontrolü altında olmalıdır. İlaç tedavisine özellikle hastalık başlangıcından sonraki 2 gün içinde başlanması durumunda daha etkili olurlar.