Eritrosit Nedir?

Eritrosit nedir konusu ile ilgili olarak yapacağımız ilk açıklama direkt olarak bunun bir kan plazması olduğu şeklinde olacaktır. Özellikle de kanın %60 oranında bir kan plazmasını kapsayan eritrosit için kırmızı kan hücreleri veya alyuvarlar da diyebiliriz. Aynı zamanda beyaz kan hücreleri yani akyuvarlar içinde bu kan plazmasından söz etmek mümkün olacaktır.

Eritrosit için kan hücreleri ya da kanda değişik alanlarda yer alacağını da söyleyerek sözlerimize devam ederken aynı zamanda Kanda en çok bulunan hücrelerden biri olduğundan da söz etmek mümkün olacaktır. Eritrosit için söyleyebileceğimiz bir diğer önemli husus ise kanda karbondioksit ya da oksijen gibi maddelerin taşınmasında da yardımcı olan madde olarak söz etmek mümkün olacaktır. Eritrosit kemik iliği tarafından üretilir. Aynı zamanda bu madde dalaktan da üretilir. Eritrositin kan hücrelerinde bir haftalık bir olgunlaşma süresi vardır ve bu olgunlaşma süresi tamamlandıktan sonra çekirdeği kaybolacaktır. Bu tip bir durum söz konusu olduğu zaman da eritrosit esnek bir kıvama gelir ve kan dolaşımında son derece aktif bir rol oynar. Ancak bu durumda şunu da söylemek mümkündür ki çekirdeği kaybolmuş olan bir kan hücresi en fazla 130 günlük bir aktif yaşam süresine sahip olacaktır. Daha sonra onu üretmiş olan dalakta parçalanır. Erkeklerde bulunan eritrosit miktarı kadınlardan çok daha fazladır.

Eritrosit Yüksekliği Ne Anlama Gelir?

Eritrosit yüksekliği ne anlama gelir konusu ile ilgili olarak alyuvarların oksijen taşıma görevi gören eritrosit için bir takım hastalıkların habercisi olduğundan söz etmek mümkün olacaktır. Neden diye soracak olursanız çünkü oksijen taşınmasını ve bu oksijenin bağlanmasını sağlayan eritrosit, vücutta çok ya da az olduğu zaman doğal olarak bir takım sorunlar meydana gelecekmiş. Eğer ki kanda eritrosit miktarı yüksek olursa bu durumda kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları ve akciğer hastalıkları ortaya çıkacaktır.

Eritrosit yüksekliği nasıl anlaşılır diye de soracak olursanız bu durumda belirtiler olarak göğüslerde ve eklemlerde meydana gelecek olan ağrılardan söz etmek mümkün olacaktır. Aynı zamanda gözlere de etki edecek olan bu durum görme bozukluklarına ve bulanık görmeye de sebep olacaktır. Yüksek bir tansiyona sahip olan kişilerde de eritrosit miktarının yükselmiş olabileceği düşünülebilir. Çünkü bu durum zaten kan basıncı ile doğrudan ilişkili olduğu için yüksek tansiyonun direkt olarak eritrosit ile ilgisi vardır.

Eritrosit miktarı yüksek olduğu zaman baş dönmesi, kulak çınlaması, baş ağrısı ve karın ağrısı gibi sorunlar ile karşı karşıya kalmak mümkün olacaktır. Bu noktada kalp damar hastalıkları ve böbrek hastalıkları da ortaya çıkar. Aynı zamanda uyku bozukluklarından da söz edecek olursak uyku apnesi ve insomania gibi hastalıkların ortaya çıkması da kanda eritrosit miktarının yüksek olması sebebiyle olabilir. Üstelik bu tip bir durum söz konusu olduğu zaman kemik iliğinde de bir takım sorunlar ile karşı karşıya gelmek son derece beklenen bir durum olarak karşımıza çıkar.

Eritrosit Düşüklüğü Ne Demek Ve Nasıl Anlaşılır?

Eritrosit Düşüklüğü Ne Demek Ve Nasıl Anlaşılır? Kan değerlerine bakıldığı zaman eritrosit miktarının düşük olması da en az yüksek olması kadar son derece büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu durumda eritrosit düşüklüğü bir takım rahatsızlıkların meydana gelmesine ya da var olan rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olur.

Bir takım hastalıklar sebebiyle de eritrosit üretim yeteneği vücutta bozulabilir ve eritrosit kaybı ortaya çıkabilir. Bu durumda da kişilerde özellikle halsizlik ve sürekli olarak yorgun hissetme yani kronik yorgunluk gibi bir takım rahatsızlıklar ortaya çıkar. Çünkü sonuç olarak kana oksijen taşıyan bir maddeden söz ediyoruz ve kana yeteri kadar oksijen taşınmazsa bu durumda halsizlik ve yorgunluk ve aynı zamanda da uyku sorunları ortaya çıkacaktır.

Eritrosit düşüklüğü gibi bir durum söz konusu olduğu zaman bunun belirtisi direkt olarak insanın yüzüne bakarak da anlaşılabilir. Mesela eritrosit miktarı düşük olan kişilerin yüzü çok daha solgun ve beyaz görünecektir. Kalp ritim bozuklukları gibi bir takım sorunların da yaşanması eritrosit miktarının düşüklüğü sebebiyle son derece sık bir şekilde meydana gelebilir.

Şiddetli bir göğüs ağrısı, nefes darlığı, huzursuzluk ve sinirlilik hali, baş ağrısı ya da baş dönmesi gibi durumlarda da eritrosit eksikliğinden söz etmek mümkün olacaktır.

Eritrosit Eksikliği Hangi Hastalıklara Sebep Olur?

Eritrosit eksikliği hangi hastalıklara sebep olur diye soracak olursanız da en başta gelen hastalıklardan birinin annemi çeşitleri olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte bir takım böbrek hastalıklarının ve kemik iliği yetmezliğinin de ortaya çıkacağını söyleyebiliriz. Uyku problemleri ile ilgili hastalıkların da eritrosit eksikliğinden kaynaklandığını belirterek uyku apnesi ya da uykuya dalamama gibi bir takım sorunların ortaya çıkması muhtemeldir diyebiliriz.

Nörolojik hastalıkların da bir kısmı eritrosit eksikliği sonucunda ortaya çıkar. Özel olarak da epilepsi nöbetlerinin bu tip bir durum ortaya çıktığı zaman meydana geleceğini de belirtmek bu noktada çok önemlidir. Tiroid bozuklukları ve guatr kanseri gibi sonuçlara da sebep olacak olan eritrosit eksikliği ile ilgili mutlaka gerekli olan dengelerin sağlanması son derece büyük bir önem taşır.

Kırmızı Kan Hücreleri Nasıl Artar?

Kırmızı kan hücreleri nasıl artar ve eritrosit miktarı vücutta nasıl dengelenir diye bir açıklama yapacak olursak da beslenme şeklinizde bir takım değişiklikler yapmanız gerektiğini söyleyebiliriz. Genel olarak bu tip durumlar bir takım vitamin eksiklikleri ve beslenme hataları sonucunda meydana gelir. Bu sebepten dolayı da beslenme şeklinize eritrosit miktarınızın dengelenmesi için oldukça dikkat etmeniz lazım.

Özellikle sığır eti yani kolajen tüketimi eritrosit miktarının dengelenmesi açısından son derece büyük bir önem taşırken aynı zamanda süt ve peynir gibi ürünlerin de vücuda alınması oldukça önemli olacaktır. Çok sık balık tüketmeyen kişilerde de eritrosit miktarının düşüklüğünden söz edebiliriz. Bu sebepten dolayı da balık tüketiminin artırılması ve yumurta gibi proteinlerin tüketilmesi sonucunda da eritrosit miktarının düzenlenmesi bakımından son derece etkili olacaktır.