Şeker Hastalığı / Diyabet Tanısı Nasıl Konulur?

Diyabet yani şeker hastalığı çok yaygın görülen bir hastalıktır. Tıptaki ismi olan Diyabetes Mellitüs yani şeker hastalığı nasıl bir hastalıktır? Dünyadaki toplam popülasyonun yaklaşış %10 u bu hastalığa yakalanırlar. Hastalığa yakalanan insanlar ile ilgili yapılan araştırmalar göstermiştir ki bu hastaların %25 i 65 yaşın üzerindeki şeker hastalarıdır. Yani her 4 insandan biri 65 yaşın üzerindeki diyabet hastalarıdır. Hastalar ile yapılan görüşmelerde bu hastalık ile ilgili belirtilerin farklılıklar gösterdiği görülmüştür. Örneğin zayıf olan ve bu halde bile gittikçe kilo kaybı yaşadığını söyleyen ve devamlı bir susuzluk hissi içerisinde gün boyunca litrelerce su içen ve bu sebepten sıklıkla tuvalet ihtiyacı duyduğunu belirten genç 25 yaşında bir hastada, şeker hastalığı çıkabileceği gibi, oldukça kilolu ve hiçbir sıkıntısı olmayan 45 yaşlarında, ancak yapılan testleri sonucu diyabet hastası olduğu tespit edilen ikinci bir kişi de şeker hastası olabilmektedir. Bu durumu açıklayabilmek için önce şeker hastalığının nasıl meydana geldiğinin bilinmesi gerekmektedir. İlk hasta kilo kaybettiğini, yorgunluk ve güçsüzlük durumu içerisinde olduğunu, sık sık tuvalete çıktığını söylerken ikinci hastamız biraz kilo almış olabilirim ama ben sağlıklı bir bireyim demektedir. Öyleyse ilk etapta yapılacak olan uzman hekim nezaretinde kan şekerinin ölçülmesi olacaktır. Yapılan kan değeri testi sonucunda iki hastanın da kan şekeri değerleri yüksek olarak tespit ediliyor. Yani ikisinde de hiperglisemi denilen bir fenomen gözlemleniyor. Görüldüğü gibi iki ayrı farklı vakada test sonuçları aynı. Yani ikisi de hiperglisemi yani yüksek kan şekeri.  Bu durum iki hastaya da diyabet tanısı konulması sonucunu çıkarır. Bu yazımızda bahsetmekte olduğumuz diyabet, diyabetes Mellitüsdür. Esasında içinde diyabet kelimesi bulunan başka kavramlar da vardır ama biz burada özellikle diyabetes mellitüstan söz ediyoruz.

Diyabet, Şeker Hastalığı Nedir? Diyabet Nasıl Olur?

Bu yazımızda bu konu hakkında bilgilerimizi aktarmaya çalışacağız. Diyabetes mellitüs yani şeker hastalığı durumunda vücut Kandaki şeker seviyesini düzenleyemez. Burada şeker kelimesinin yanına glikoz da yazmak gerekmektedir. Çünkü glikoz vücudun kullandığı ana şeker tipidir onun düzensizliği hiperglisemi ile sonuçlanır.  Kan damarlarımız içerisinde kan geçiyor ve onun da içinde glikoz bulunuyor. Glikoz bir şeker tipidir ve vücut enerji üretebilmek için bu glikozu kullanır. Biz glikozu Yediğimiz yiyeceklerden ediniriz, onu özellikle karaciğerde depolarız ve vücudumuzdaki glikoz miktarını kontrol etmek için iki ana hormon kullanırız. Bu hormonlar insülin ve glukagon hormonlarıdır. Bu hormonlar vücudumuzdaki hücrelerde kullanılır. Kandaki şeker miktarı çok yükseldiğinde pankreasta insülin salgılanır insülin karaciğerden kana glikoz salgılanmasını azaltır ve aynı zamanda glikozun kandan hücrelere gitmesini de sağlar. Bu şekilde karaciğerden kana giren glikoz miktarının azalması ve kandan hücrelere giren glikoz miktarının artması sonucunda kan şekeri seviyesi yani insülin kan şekerini düşürür. Ancak eğer insülin tek başına etki ediyor olsaydı kan şekeri sürekli çok çok düşük olabilirdi. Bunun için kan şekeri düşmeye başladığında pankreas Glukagon salgılar karaciğerin depoladığı glikozu kana salgılanmasını sağlar ve aynı zamanda pankreasın insülin salgısını da baskılayarak, kandaki glikozun azalmasını engeller bu durum karaciğerin glikoz salgılaması fakat glikozun kandan hücrelere geçişinin engellenmesi demektir. Yani Glukagon a bağlı olarak kan şekeri Kullanılamıyor ya da insülinin üretiminde sorun yaşanıyor demektir. İnsülün, burada yapması gereken işi yapmıyor bunun bir sonucu olarak da glukagonun etkisi artıyordemktir. Kandaki Glukagon miktarında artış oluyor ne demiştik insülin olduğunda hücreler glikoz ile alıyor ve bununla enerji üretiyorlar. Haliyle insülin olmayınca bu gerçekleşmiyor. Kandaki şeker miktarı artmış olsa da hücreler bunu kullanamıyor dolayısıyla vücut enerji üretemiyor. Kanda enerji ve besin bulunmasına rağmen hücreler aç kalmış durumda. Evet diyabette kandaki şeker miktarı çok yüksek olmasına rağmen vücut aç kaldığını düşünmektedir.  Biliyorum bu kadar biraz kafa karıştırıcı olabilir onun için de size bir benzetme ile açıklamaya çalışacağız.  Şimdi vücudumuzdaki o yapıyı bir damar değil de bir su yolu  gibi düşünün bu su yolunun amacı etrafında bulunmakta olan evlere su taşımak olsun. Diyelim ki evlere su taşıyan bu kanallardan biri tıkanıyor bölgede su yolunun içinde bol miktarda su bulunmasına rağmen bu ev bu sudan yararlanamıyor işte diyabette de durum buna benziyor kanda bir sürü besin bulunmasına rağmen insülin olmadığında hücreler bundan yararlanamıyor.


Şeker Hastalığı Tipleri Nelerdir?

Diyabetes mellitüs in yani şeker hastalığının birkaç farklı çeşidi vardır. Öyleyse tek şekilde gözlemlenen bir hastalık değildir hastalığın altında yatan sebeplere bağlı olarak hastalarda farklı belirtiler görülebilir. Tip 1 diyabet görülen örnekteki hastanın durumunda, hastanın vücudu yeteri kadar insülin üretemiyor. Bu da vücudundaki yüksek kan şekeri ile sonuçlanıyor. Bu tip şeker hastalıklarına Tip 1 Diyabet adı verilmektedir. Tip 2 diyabette vücut yeteri kadar insülin üretir fakat hücrelerdeki reseptörler insülini tanıyamaz dolayısıyla da insülin Normalde çalıştığı gibi çalışamaz. Örneğimizdeki ikinci hastanın durumu bu tip diyabet hastalığı içerisinde yer almaktadır. Her iki tabloda da hiperglisemi görülüyor ve insülin etkisini gösteremiyor olsa da farklı belirtilerle karşılaşmaktayız. Altta yatan sebep hücrelerin insülini kullanamaması ya da pankreasın yeteri kadar insülin üretememesi olabilir ama her iki durumda da Sonuç olarak hiperglisemi ile karşılaşıyoruz.